BAZI ŞEYLER.. = 7 =

FUTBOLA DAİR..
——————-
Sevgili okurlarım bugün sizlerle gene futbol adına konuşmak arzusu duydum.
Sebebine gelince dün akşam Beşiktaşın Konya spora inönüde bir sıfır mağlup oldu onu seyrettim, geçtiğimiz hafta konya spor Fenerbahçeye beş sıfır mağlup olmuştu ve hiçte iç açıcı bir futbol ortaya sergilemeden sanki bir teslimiyet haliydi, her neyse mesele o değil benim yazıp anlatmak istediklerim ayrı bir dü-şüncedir. 1) Futbolu ben hep uzun koşulu ve çok etaplı bir ralliye benzetirim. Bu bir maraton bu bir çok etaplı bisiklet turu gibide kabul ediniz meselâ bir Fıransa turu, şimdi durum böyle olunca her etapta bir başka problemle karşılaşır insan, şimdimi? Futbol ligide böyle otuzaltı hafta, her hafta ayrı heyecan bu yarıştan zaferle çıkmak bütün mesele yani nihayi son. 2)değerli okurlarım ben her zaman
bütün yazılarımda belirttiğim gibi futbol bir ekip oyunudur,yirmi yirmibeş kişiye varan oyuncu kadrosu, İdari yönetim ve teknik yönetim ,uzun ve meşakkatli yol-dur hani, araban arıza yapar,şaft keser, lastik patlarya işte dün Beşiktaşı ben öyle yorumladım yani ne derseniz deyin, motormu yandı lastikmi patladı?Öyle birşey şimdi geriye dönük baktığımda bundan dört yıl evveline gidiyorum yedi virgül sekiz diye Beşiktaşta deprem diye yazmış olduğum yazım vardır, bence Beşiktaş o maçta sadece maçı değil esas olan kendine güveninide kaybetti zaman zaman kendine yani özüne dönüş sinyalleri versede sanki bir şizofren hastası gibi tekrar eskisi gibi ne yaptığını bilmez neden yaptığını bilmez bir duruma düşüyor. Bunun ancak psikolojik tedavisi gerekir diye düşünüyorum..
3) Birde şu göstermiştir ki Büyük profosyonel kulüpler artık tamamen teknik menejerler ve antrenörlerin birlikte çalışmak mecburiyetini elzem hale getirmiş-tir bu işi iyi bilen teknik menejerler ancak dur deyip düzeni sağlarlar.” Meselâ: Bayern Mün-cen, Uli Hönes ile bu işi fevkalade götürmekte örnek bir düzendir teknik drektör, teknik menejer..” burada en büyük mesele işi ciddi ve sıkı tutmaktır, ne dedik yazımızın başında bazı şeyler yani futbol adına biraz bizde olmayanları olması lâzım olanları anlatmak istedik. Şimdi bunu sıradan bir futbol sehircisi sadece tabelaya bakar eğer birde iddia falan oynadıysa tabii ki kazanmak için oynamıştır onunda tabii hakkıdır ama bir futbol yazarı veya düşü-nürü bu işin daha derinine inmeye onu irdelemeye çalışır. Hiç düşündünüzmü siz Bayernin hocası sayın Felix Magat neden yaz ağustos ayında bile takımının başında sahaya takım elbise ve gravatla çıktığını? Haa! Şimdi orada durup böyle bir bakacağız önce sizler seyirciler açısından hiç bugüne kadar düşünen ve fark edeniniz oldumu neden takımının başında resmi kıyafet taşıdığını bir yorumla-yın aslında bu bir mesajdır , yani önce takımına futbolcusuna verilmiştir, benim saygı duyduğum işim, taraftarım, futbola sevgim saygım ve yediğim ekmeğe olan saygımdır der ben bunu nasıl uyguluyorsam evet benim futbolcumdan bunu isterim demektir.. 4) Şimdi sevgili okurlarım ne dedik yazıya başlarken bu bir ekip işi bir maraton veya formula 1. deyin etaplar koşulacak ve hedefe varan tabii ki ödülünüde alıp sevinecektir. Fakat unutmayınız her işin özünde disiplin ve yaptığınız işi iyi bilip uygulamak özgüven yatar. Durum böyle olunca düşünüyorum Beşiktaşta ne noksan var diye? Bence bu sadece Beşiktaşında derdi değil olduğunu görüyoruz meselâ Fenerbahçe onuda bir başka zaman bir başka yazımda masaya yatırır tartışırız.. Şimdi bakınız yönetim kurulları büyük yanlışlar peşindeler misal Beşiktaş Başkanı sayın Demirdöğen ben bu kulübün başkanıyım herşeye müdahale edebilirim diyemez herkezin bir sınırı olması gerekir, meselâ Hoca ikazmı edilecek haftalık mutat toplantılarda konuşulur bazı şeyler soyunma odalarına taşınırsa bu işin sonu gelmez olur o nedenle bir ikaz olarak yazdım..5) şimdi Galatasarayı ele alıp bir şöyle bakalım dedim bugün Galatasaray bu güzide kulübümüz ayni zamanda seçimide var bugün onu bir başka zamanda yazarız,oda Türk futbolunda ayrı bir dert, ben bugün sadece teknik yönden Galatasarayın başarısını yazmak istiyorum. Bakınız Galatasaray bugün Ligte Fenerbahçe ile ayni Puan başabaş bu bir başarı değilde nedir? Düşününüz bir yanda aylardır çalışıpta kazandığı emeğin karşılığını alamayan özverili insanlar Galatasaraylı Futbolcular, diğer yanda para içinde yüzen dolar milyoneri olmuş Fenerbahçeli futbolcular sanki bir uçurum var arada ama puan-lar başa baş ben burada Galatasarayın başarısında sayın Erdal kardeşimin takımın başındaki hem menejer hem bir yardımcı hoca hemde bir moral güç veren bir ağabeyleri olarak görüyorum siz ne desiniz bu başarının altında bu güç yatmıyormu? Sevgili okurlarım futbolcunun da bir insan, etten kemikten olduğu-nu onunda moral güce ihtiyacı olduğunu bilmemiz gerek bir yanda para alama-yan diğer yanda paraya gark olmuş bir ekip soruyorum size bu durumun maç üzerinde bir etkisi olmazmı? İşte bu aradaki farkı örten nedende bu moral gücü yükleyebilmek, o nedenle diyorum ki sayın Erdal kardeşimiz burada görünme-yen aslında en iyi görülmesi lazım olandır, işte Türk futbolunun bazı dediğim gerçekleri bunlar o nedenle bunları gözlemleyip anlamak için daha geniş perspektiften bakmak öyle yorumlamak lâzımdır diyorum..
6-) değerli okurlarım sakın hiç kimseler benim bu yazılarımdan alınmasın hiç kimseye karşı bir art niyet besleyerek yazmıyorum benim bir tek dileğim var Türkiyede futbol denen bir gerçeğin güzel algılanması iyi bilinmesi aslında var-ya hani gerçekten bu işi çok iyi bilen futbolcular ve Türk Teknik adamların Dün yada bir başka yeri olacaktır diyorum o nedenle yazmaktayım..Şimdimi burada yazıma son vermeden evvel birde sayın başkan Aziz başkana sitem edeyim de-dim neden? Fenerbahçe bugün Türkiyenin en güzide ve en zengin kulübü sayın aziz başkanın yönetiminde bulunan idarenin bu büyük başarısını bende en içten-likle kutlarım. Amma benim burada ifade etmek istediğim bir başka nedendir, şimdi soruyorum sayın başkan her kulüpte yabancı oyuncunun sınırlanmasının kalkmasını istemektedir bence bu bir türk futboluna ihanettir. Düşünün bir kez Fenerbahçe Türkiyenin en güzide futbolcularını alıp maalesef oynatmamakta ve sadece rakibinin zayıflaması nedeni ilemi bu transferleri yapıyor anlamış deği-lim bakınız yedek kadroyu bir göz gezdirin kimler yok ki ama bu Brazilya sevda
sı Fenerbahçeyi malesef Türk futbolcular çöplüğüne çevirmiştir. Bir Daum gel-diğinde misal olarak diyorum Yusuf Şimşek Fenerbahçede her maçta maç kaza-nılması yönünde hep olumlu olması durumunda bile maalesef bir ikinci hafta takımda yok neden ? bunları alın sayın başkan Aziz Başkanım bir vidiodan tekrar gözlemleyiniz, aşağı yukarı on onbeş maç böyle şimdi soruyorum size bu insanda moral güçmü kalır? işte böyle yıpratılır futbolcu, sonra bizde birde yan-lış kanı vardır Yusuf zaten asi derler, Sergen asi dendi, bakınız bir yabancıya gösterilen hoş görü kendi öz evlâtlarımıza malesef gösterilmediği içindir ki bugün Türk futbolcusu daha olgunlaşmadan körelmektedir. Fenerbahçede alt yapıdan Semihe takımda yer verilmez bunu daha öncede yazdım çünkü o bir Anelka,bir Alex değil onlar milyon dolarlarla mal olmuş yedek oturtmak Daumu Tavana fırlatır o bunun bilincinde de ondan, bakın Kemal, Selçuk, Zafer Biryol, Semih ve diğerleri Türkiyenin her takımında oynayacak futbolcular maalesef Fenerbahçe yedek kulübesinde çile dolduruyorlar,üzülmemek eldemi? Bunu ben bazen kendim kendime de sorgulamadan edemiyorum acaba sevgili Daum acaba bu yabancılardan bir komisyonmu falanda diye ? değerli okurlarım hemen söyle-yeyim ki Türk futbolu bence Türk Antrenörleri ve Türk Futbolcuları ile yüksele-ceği güne kadar bekleyeceğiz. Sayın Aziz başkanın kendisi ile bir özeleştiri yap-masını arzu ediyoruz, neden Fenerbahçe kapıkulenin dışında yok? Fenerbahçe Türk futbol arenasında yedek kulübesi ile bile şampiyon olur, fakat nedir bu üç yıldır çekilen azap alın bütün fener taraftarını yazarını çizerini birisi derse ki “of ulan of “bu takım böyle oynar diyen birtek aklı selim futbolu bilip futbolu yazan kimse gösteriniz. Duran toplara vuran ayaklar birde beğendiğim yanımı kondüs-yon hocası son dakikaya kadar mücadele hatta bir yazımda gene demiştim sahi Sayın Daum kondüsyon hocası gibi birde taktik hocası getirseydi diye. Sebebine gelince bakın ne dedim yukarıda bu bir tim ekip işi, taktik,teknik, sistem işi, ben bazen yorum yaparken Daumu bu formula 1- yarışında yarışan ama yanlışlarla dolu bir tim şefi olarak görmekteyim, meselâ yanlış parçalar yanlış yerde kulla-nılıyor derim ve şaşarım inanın, bir Ümit Özat kaptan sol ayağı hiç olmadığı halde sol bekte, Tuncay sol ayağı olmadığı halde sol kanat sol içte, aslında varya eğer Tuncay çok hırslı takımın vazgeçilmezi olmasa yarın yedeğe çekilip kulüp-ten bile uzaklaştırılırdı.Aslında Anelkanın Fenerbahçeye alınması bile yanlış sağ kanat ileri uç Tuncayın oynaması lâzım sol kanatta oynatılmakta neden? Yani yanlış parçalarla yanlış yerde meselâ Ferrari düşünün yedek parçası Fiat olsun işte öyle bir şey yani benim düşünceme göre böyle yani bilmiyorum sayın Baş-kan bir özeleştiri yaparmı ve sorması lâzım diyorum..Daha çok var yazacakla-rımda bugünlük daha fazla başınızı ağırtmak istemiyorum, hoşgörünüze sığına-rak bugünde sizlere mutluluk dileklerimle diyorum değerli okurlarım..

Erd. Dansuk – 25 / mart / 2006 == Cumartesi..

www.erdogandansuk.com

ÖYKÜ.. =1=

Bugün 18 mart ikibin altı, doksan birinci yılı Çanakkale deniz savaşları memleketin erkânı büyükleri oradalar, TRT orada, işte beni böyle günlerde ekrana bağlayan adeta göz yaşlarımla ağlatan Trt int Çanakkaleden canlı yayın.
Siz hiç vatandan uzakta Vatanı yaşadınızmı? Bu bir soru değil bir yaşam biçimi Vatandan uzakta Vatan, inanın ki televizyon ekranlarından sanki bir barut koku-su gelecekmiş,duyacakmış gibi olursun. Allah allah nidaları duvarlara yansır göz yaşlarındır ıslatır sağı solu TRT ve canlı yayında Çanakkale, ikiyüz ellibin şehit, yetmişbinin üzerinde üniversite ve liseli genç şehitler Vatan için ölenler..
Evet şimdimi insanımızın bilmesi lâzım olan önemli bazı şeylerde vardır hani?
Meselâ sormak istediğim, öğrenmek istediğim çok bilmek istediğim bir olaydır Vatanımdaki O Atatürke olan düşmanlık nedendir? hangi bilgiç kişiler bu olayı gençliğe bu şekli ile sunmak cesaretini kendilerinde bulmakta Atatürke alenen hakaret ve küfüre varan saldırılarda bulunmaktadırlar? Bugün tarihte ve Dünya-da hangi millet vardır ki bukadar büyük bir kuvvete yüreğini, sırf O Vatan sevgi-sini katarak yaşamış olduğu topraklar için ölmüş olsun?İşte Yüce Türk ulusu bu-dur demiştir. Bugün dünyamızda şehadetin ne olduğunu bilmeyen milletler bunu anlayamazlar, Türk insanınında anlayamadığı bazı şeyler vardır. İhanet! Karde-şim dediği insanların arkadan kalleşçe nasıl acımasız bu masum insanları katli halen yaşanan şehadet sahneleri. Bugün gene beş tane şehidimiz helikopter kaza sı ile aramızdan ayrıldılar. Yüreklere gene ateş düştüya bunu bir avrupalıya bunu bir emperyaliste anlatamazsınız tanımazlar çünkü yaşamamışlardır. Bugün bir hudut devletten sızıp bir hudut şehri roket atarlarla bonbalanmamıştır oralarda nebir köy nede mezra terör yaşamamıştır bir Hastahane, bir Öğretmen evi,bir trafo, bir askeri garnizon terörist saldırıya maruzmu kalmıştır? Doktoru, Öğret-meni,Askeri, Polisi, masum bebeleri, kurşunlanıp yakılmamışsa Bunlara terörü anlatmakmı hiç zahmet etmeyiniz anlamak bir yana dinlemeyeceklerdir? Ateş düştüğü yeri yakar derlerya hani bu yangın sadece bizim mekânımızda vardır, biz ateşi bağrımıza gömmüş yıllar yılı kol kırılmış yen içinde kalsın deyip hep hoşgörü kardeş dediklerimizi bağrımıza basmışız, halâ anlamış değilim nedir bu hani biz binyıldır kardeşiz? Ve bugün emperyalizm malesef bizide parçalamak için her ne varsa uygulamakta bu masum Anadolu kardeşliğine sirke karıştırma yani işi sulandırmak ve bizleri kardeş kavgasına sürmek için maalesef bütün güçleri ile zorlamaktadırlar. Benim canım kardeşim, kürt kardeşim lütfen emper-yalizmin tuzağından kendimizi koruyalım..
Bakınız size bir misal; neden İran ve Irak sekiz sene harp yaptılar? Sırf,sadece emperyaliz istedi diye döğüştüler cehalet müslümanı müslümana kırdırma düze-ni, düşünelim bir kerre milyonun üzerinde şehadet, her iki yandan üstelik dört-yüz milyar dolara varan silah ticareti yüzbinlerce yetim ve dul kalmış hanımlar, gözü yaşlı anne ve babalar, sonumu ? bu emperyalizmin beklediği tek birşey sene sonu ticaretten hisselerine düşen kâr payı. Hiçbirinin umurunda değilki kaçtane Arap ölmüş, Türk ölmüş, Kürt ölmüş, tek birşey vardır onlar için sene sonunda kazandıkları kâr payı.. Haaa! Şimdimi ne yapacağız? Önce çuvaldızı kendimize iğneyi bir başkalarına diyeceğiz, sevgili vatandaşlarım“ DİYET” bugün biz diyet ödemekteyiz neyinmi diyeti demiyelim bizler seksen yıllık Cumhuriyet Hükümetleri neden doğuya bir el atmamış ne bir okul, ne doktor, ne yol, ne su? Ağa mezalimine terk edilmiş bir Kürt toplumu evet bugün ok yaydan çıkmış yani tüpten macunun çıktığı gibi daha yerine sokamazsınız işte bu neden-dir ki bu bir diyettir biz böyle yorumladık .Birde Avrupanın ödediği diyet vardır onlar zavallı halâ da anlamış değillerdir, bundan yirmi yıl önce avrupada über dozis yani eroinden ölen genç sayısı bin değilken bugün dörtbeş bine varmıştır, uyuşturucu bir felaket ilk okullara kadar varan eroin ve hap salgını bu bir diyet-tir, Pkk ya destek verip onları Türkiyenin üzerine salan emperyalizm maalesef bu gerçekler karşısında acaba ne düşünecek nasıl ve ne zaman nedamet duyup kendi halkından özür dileyecekmidir? Evet Avrupa ve diğer emperyalist devlet-ler bu diyeti ödemekte fakat halâ farkında bile olmadılar bunu ben çok iyi bili-yor ve algılıyorum..
Evet teröründe yaşamak için paraya ihtiyacı vardır o nedenle herşey mübahtır onlar içinde kaç kişi ölmüş neden ölmüş, ölenlerde insanmıdır diye bir mefhum onların lügatında da yoktur onlarda ayni emperyalist bir düzenin dişlisi yani par-çasıdırlar? Sevgili okurlarım öyle bir dünya düzeni ki insanlar yaşamadan hiç-birşey anlayamazlar yaşayacaksın bazı şeyleri ve sorgulayacaksın, çekinmeden yazacak ve yazacaksın çünkümü sende artık bir dünya vatandaşı olduğunun bilincine vardığında ancak dünyamız kurtulacak, gelecek torunlarımızın hakları-nı gasp ettiğimizi, Dünyamızı kirletmeye bu kadar hiç kimsenin hakkı olmadığı-nı haykıracaksınız, ne demek üç günlük yaşamda insan gibi nasıl yaşanacaksa öyle yaşayacak ama nedir bu rezalet nedir bu katliamlar insanın insanı yok say-ması varmı böyle birşey? Suç hep cezasızmı kalacak? İnsanoğlu büyük şehirler sanki kapkaç düzeni eşkiya yatağı oldu çok yakında insanları evlerinden yatak-larından alırlarsa şaşmayacağız bu rezalettir bu soygun cezasızmı kalacak böyle bir düzen A.B düzenimidir anlamışta değilim acaba bir çare mümkünmüdür? Olmaz öyle şey sevgili okurlarım nereye gitmektedir Dünyamız bence tek neden görsel yayındır sanmaktayım artık varya hani kimseye dur diyemezsiniz bakın Fıransada yürüyen insan sayısı bir milyonu aştı, bir karikötür olayı bir anda mil-yonları üzdü ve ayağa kaldırdı, bugün bir Irakı onbeş günde teslim alan amerika üç yıl oldu savaşı bitiremedi sebepmi görsel yayın neden diyecek bir çoğunuz? Fellucedeki camide vurulan O silahsız masum dünyada yaşayan birbuçuk milya-ra varan müslümanların yüreğini kanatmadımı? İnsanlık neler kaybetti ben onun için her zaman diyorum ki dünyamızı kinden nefretten arınmış liderler ancak kurtaracaktır diye zaman dirayetli liderler zamanıdır aksi halde kan durmayacak akmaya devam edecektir. Bakınız en modern silahlar netice alınamamıştır çünkü kin ve nefretin olduğu bir dünyada huzurda olmayacaktır.Gene dün benim yur-dum Türkiyemde Diyarbakırda halk ayaklanması heryer yıkılıp yakıldı askere polise saldırılar, Danimarkadan”Roj” televizyon kışkırtması talân edilen Şehir Bankalar Devlet dairelerine saldırılar Vilayet,e saldırı ve Avrupa birliğine gire-ceğiz diye bazı bu kanunsuzlukları göz ardımı edeceğiz? Soruyorum lütfen bu nasıl bir düzendir ki benim vatanımı yok sayan bu insanlara biz nasıl, hangi dille anlatacağız derdimizi bunun adı terördür lütfen en azından anlamaya gayret gösterin bari diyeceğiz? Evet sevgili okurlarım bilhassa Türkiyede yaşayıpta Avrupayı bir şey sananlara sesleniyorum, otuzbeş yıl oldu sırf Türk vatandaşı olduğum için avrupada ezilmekteyim, size yüzlerce misal verip anlatabilirim. Burada kısa bir misal vermek istiyorum // 1) Geçtiğimiz yıl Türkiyeden izin dönüşüm Hamburg hava meydanına uçtum, üçyüz kişilik uçak dolu pasaporta geldik salonda sıraya dizdiler pekte büyük sayılmaz bir salonda tuvalet yok, bakınız üç saat uçmuşuz yaş yetmişe dayanmış bir buçuk saat olmuş ineli halen yüz kişi geçebilmiş sebepmi sadece iki polis görev yapıyor nasıl olsa bunlar Türk denmiş? bir ara nerede ise pantollara salacağım polise gittim dedim ki ha şimdi ibret için buraya “S ….m nasıl iyi olurmu dedim? anında iki sivil polis gelipte beni dışarıya çıkarıp evet Tuvalete götürdüler yani Türkmüsün bunların gözünde yoksun biz şimdi Avrupa birliği diyoruz bakın Düşünün günlerden Pazar dışarıda seni almaya gelenin var bir an evine gitmen lâzım beyler lütfedip-te iki veya dört memur daha koymazlar sen işkence çekecekmişsin,insanmısın, nesin ne değilsin umurlarında değildir.Bakınız burada üzerine basa basa yazıyo-rum bunların yani Avrupanın sonu “ HÜSRAN !! “ çok değil çok yakında bun-larda görüp yaşayacaklar Ah!! Biz neden ettik bunlara bu kadar sahip çıktık diyecekleri gün uzakta değil çok yakında bu sinemada onlarda göreceklerdir. Avrupada bugün işsizlik açlık kapıda, bakın Fıransaya bir milyon genç insan sokakta, geleceği kara bir Dünya yarınından emin olmayan bir gençlik, üstelik birde kirli denizler,eriyen buz dağları, okoloji yerlebir ne yediğin temiz nede içtiğin soruyorum şimdi neden mutsuz bu insanlar, neden drogen, neden okullara inen şiddet, neden bu Diyarbakırda kardeşin kardeşe çektirdiği azap?Değermi üç günlük ömürde insan gibi yaşamak varken neden bu emperyalizm oyununa düş-mek? Dünyamızda kan gövdeyi götürmekte bakınız Iraka Amerika Demokrasiyi getireceğim dedi,özgürlüğü getireceğim dedi girdi hemde üç haftada üçyıl oldu nerede özgürlük?Yüzbinin üzerinde masum Iraklı neden öldüler özgürlük içinmi öldürüldü bunlar? anlamış değilim varsa anlayan lütfen bizede anlatsa da bizde anlasak..Sevgili okurlarım şimdimi ne olacaktır?

ÖYKÜ Devam edecektir.Öykü “2” olarak yeni bir sayfa açılacaktır 29,3,06- E.D

Bizi ziyaretiniz tabii ki bizi memnun eder hele birde memnuniyetinizi dost-larınıza iletirseniz daha da mutlu oluruz sevgi ve saygılarımızla.. Erd. Dansuk

www.erdogandansuk .com /// info@erdogandansuk.com

BÖLÜM… =5=

Sünger ve RACON ” ..

Sevgili okurlarım! Bakınız bugün ayın 16/ mart 2006 Perşembe. Bu bölüm diyerek kaleme aldığım yazılarıma bir zamandır ara verdim, zaman zaman yaz-mak lâzım olduğunu biliyorum ancak çok sıkıntılı hallerde baş vurmak adetim var bugün gene ancak sizlere anlatıp biraz rahatlamak istedim ve bir geçmişte başımdan geçen bir olayı anlatarak başlamak istiyorum.Şu bir haftadır evin za-ten kaçmış olan tadı tuzu hiçmi hiç kalmadı ben ne dersem hep ayni nakarat yani
“ Sünger!” deniyor burada başlık olarakta süngeri kullanmıştım anlatayımda siz-de meraktan kurtulun. Bundan yirmi beş yıl kadar evveldi İstanbullu Mustafa isimli bir arkadaşım gazetelerde bulmaca yapar bağzı bilemediği şeyleri banada sorardı gene günün birinde bir soru yumurtalı bir tatlı? Ayni zamanda benim mesleğimde tatlıcı olduğuna göre bundan normal ne olur bana sordu kahvedeyiz cemiyet lokali yine çok sevdiğimiz Trabzonlu bir kardeşimiz okey oynuyordu lâfa karışıp bana sorulan soruya hemen cevap verdi “SÜNGER..” dedi. Hoppala denmezmi bu cevaba aslında ben kaç harfli falan diye sorup biliyorsam akıllı bir cevap vermek isterdim, ama aradan bir ses yani “ Lâz Ahmet “ sünger demişse doğrudur dedim çünkü aksidir başka deneyimlerde vardır. Artık sizin söyleyece-ğiniz bir başka olanak yoktur, ne Revani nede Baklava falan diyebilirsiniz.

Racon kesilmiştir, şimdi racon kesmekte ne dersiniz? Şimdi o adam bunu dediy-se ona uyarsanız Racona ters düşmezsiniz yani, şimdi bunuda neden yazdınız diyenler çıkar biliyorum bunu ben sayın Başbakanımız için söylemek isterim, onu aslında bazı bana ters gelen çok yanları olmasına rağmen genede çok seviyo
rum bir kerre o yürüyüşü varya kasımpaşa usulü bir omuzu şöyle hafiften kalkık,
italya Başbakanı bile onun o tarz Raconuna bayılıyor, hatta öyle sanıyorum ki gizlidende destek veriyor.Tamam bu millete böyle lâzım der gibi koskocaman yüce Türk ulusunun Başbakanı. Televizyonlarda şöyle Avrupa birliği, birleşmiş milletler toplantılarında o salona girişi omuzun biri yukarıda, inanın ki keyiften ölüyorum görün ulan diyorum, ah birde elinde tespihi omuzunda kaşmir paltosu olsa öyle girse salona, görün ulan bunun adı Racon işte dese bu kendini beğen-
miş Avrupa birliğine ah bir diyebilse ve öğrense onlarda nasıl Racon kesilirmiş neyse bekliyorum sabırla umarım yakında öğreneceklerdir,en kabiliyetli enyakın İtalya Başbakanını buluyorum inşallah yakında herkez kafasına göre takılacak ve dünyamız kandan, kinden, nefretten, harplerden arınacak şöyle raconu kesip herkez korkup tırsıyacak, meselâ kuş gribi, Afrikada aç bebeler, Irakta özgürlük adına üçyılda yüz bini aşkın ölen masumlar,Balinalar karaya vurmayacak, mese-lâ geçen hafta avustralyayı kasıp kavuran kasırga ikiyüz doksan kilometre hızla esemiyecek korkacak Racondan öyle heryanı yıkıp dökemeyecek, anlarsınız ya hani hele bir Dünyaya hükmeden siyasiler bir öğrenseler Racon kesmeyi daha kimse, kimse hakkında yazı yazıp kafaları karıştıramıyacaktır. Başbakanlar, Bakanlar çok daha sağlıklı düşünüp sağlıklı kararlar alacaklar, ne demekmiş o Turizm Bakanı uyumuş sana ne kardeşim yazmayacaksın,yok efendim Türban-mış sana ne Demokrasi yokmu? Herkez serbest herkez hür, bir yanda polis yaka-layacak olsa bile diğer yanda Demokrasi adına eşkiyalar tekrar sokakta, tecavüz-cüler, katiller affa uğrayıp sokakta görevde olacaklar,tekrar kalan yerden devam edecekler onlarında raconu var, racon şart dostum. kesilip uygulandığı zaman herşey anında yoluna girecek omuzda Kaşmir palto elde tespih öf ulan of !!. Şimdimi işte bizim Lâz Ahmet ağbimiz Yumurtalı bir Tatlı? Sorusuna verdiği cevap “ SÜNGER.”” İşte bugünde böyle süngerden bir yazı..

Erdoğan Dansuk — Alm /// 26 mart 06
——————————————–

Bakınız yazıya başlama tarihi= 16 mart 06 = olmasına rağmen yazıyı on gün sonra tekrar almış ve tamamlamışım bazı an bir işim çıkıyor mecburen ara vermiş oluyorum.. sevgiler ve saygılarımı sunarım..

Benim bu tür yazılarımı internet sahifem = Aktüel kısmında bulabilirsiniz..

www.erdogandansuk.com