Archiv für die Kategorie ‘Aktüel’

BAZI ŞEYLER –FUTBOLA DAİR

Montag, 23. März 2009

BAZI ŞEYLER…
Ondan bundan hayata dair..

Sevgili okurlarım ben bazen bazen öyle dalar eskiye dönük amma ders olacak şekilde bazı olayları tekrar yorumlar yani kıssadan hisse misali kaleme alma gayreti içinde olurum.Dün yaşadığım bir olay beni bu yazımı yazmama vesile etti hemen sizinle paylaşmak istedim.
Bakınız değerli okurlarım dün beşiktaş Kayseri spor maçını seyrediyorum
Kayseri sporda sol kanatta oynayan saçı boyalı meçte yaptırmış İsmini bugün foto Maç gazeteden öğrendim ( Bülent Bölükbaşı ) imiş ismi, oyunu , oyun tarzı,
stili hoşuma gitti kahvede Kayseriye hangi takımdan geldiğini sordum futbolla ilgili bir genç kardeşim Sakarya spordan değince hiç şaşmadım ama anlamalıy-dım deyince ben, neden öyle konuştun dedi? İşte bu soru beni bu yazımı yazma-ya mecbur etti. Sevgili okurlarım yani patent yani marka, bakınız size bazı şey-leri herkezin anlayacağı şekilde yazmam gerekiyor, meselâ bundan elli yıl evvel dünyada misal vereyim yani top tüfek ağır sanayi hep Alman yani (madein Germany) yazardı nedenmi ? çünkü onlara dedelerinden miras kalmıştı ağır sana
yi bunu ne zaman anladım bilirmisiniz taki Almanyaya işçi gittim Kielde (M.E.K) tesislerine bir boya firması ile gidip çalıştım orada dedelerinden kalma yüz yıllık torna tezgâhları vasıtası ile Dünyanın en ağır çelik işlerinin bir kuyumcu titizliğinde nasıl işlenip Leopart tankları ve en modern denizaltıların orada o ağır sanayi tesislerinde en ince teferruatına kadar nasıl titizlikle üretildiğini gördüm derler ya hani çok yaşayanmı, yoksa çok gezenmi bilir? Amma birde meraklı olacaksın soracaksın bazı merak ettiğin şeyleri sadece çok gezmekte bazen işe yaramaz sanıyorum.. Şimdi değerli okurlarım bunları neden yazdım diyenleriniz belkide olacaktır ama zaten yazımın başlığıda o (BAZI ŞEYLER)
1) “Patent yani Marka” ogün nasıl bu silahların başka yerlerde üretilmediğini insanlar biliyorsaydı bugünde Türkiyede futbolun iyi futbolcunun yetişipte yeşereceği tarlanın Sakarya spor, Gaziantep Spor, Samsun Spor, Gençlerbirliği
kulüplerinin dışında aramamak olduğunu bilmesi gerekir iyi futbolcu gördüğün-de Sakaryadanmı geldin diyeceksin? Çünkü Patent belli, şöyle bakınız Türk futboluna şu son on seneye yirmi seneye? demek ki bu işin özünde bu işi bilenlerin öğrettikleri bağzı şeylerin bugün kendileri hayattan göçseler bile geriye bıraktıkları değerleri onların bıraktığı yerden alıp taşıyanların olması onların büyük şansıdır.. Bilmiyorum halen hayattamıdır yoksa çok senelerdir haber almış değilim sayın ( Nejat Tayman ) hocam, bugün sorunuz bir Hakan Şükür,bir Oğuz, bir Aykut, bir Tuncay meselâ benim bilmediğim belki onlarcası
Türkiye liglerinde top koşturmakta ekmeğini futboldan çıkarmaktadır. Bugün,
parantez içinde söyleyeyim ki bir( Brazilya ) pek ağım şahım zengin bir Devlet değildir ama gelin görün ki bugün Brazilyadan çıkan futbolcu Dünyanın herye-rinde top koşturuyor ekmeğini futbol ile kazanıyor, öylemi, değilmi?evet değer li okurlarım şimdi ben burada söylemek istediğim şudur bugün Dünyamızda futbol dendiğinde ne diyoruz Brazilya neden ? nasıl elli yıl evvel madeyın germany ise bugün madeyın Brazilya diyoruz . Adamlar allah varya bugün her takım kendilerine kurtarıcı gözüyle bakıyor. Demek ki bu işin temelinde bunu
halkına öğreten bir bileni var ,bunu böyle düşüneceksiniz ve bence bunuda bir
sır gibi saklamaktalar, sebebine gelincemi? Bu pazara başka devletler rakip olmasın rekabet olmasın endişesi olarak görüyorum bilmiyorum belki bu işle uğraşan federasyon veya diğer yetkililer bir başka düşünebilirler ama ben bunu
böyle düşünüyorum, sebepmi ? çünkü Brazilya dışında top koşturan bütün Brazilyalı oyuncular en üst düzeyde futbol oynuyorlar,Dünyanın her liginde Brazilyalı var ve hep kalite ve kurtarıcı oluyorlar öyle ben gördüm oldu demeğe de pek lüxleri yok ama gerçekten geri kalmışlığın ezikliğinden kurtulmanın dabir nedeni olarak kabul edersek kendilerini varsa bile böyle bir proğramları kutlamamak elde değil bugün Brazilya Dünya futbol piyasasında bir madein Brazil olarak bir “marka bir Patent tir” Şimdi arkadaşlar nemi yapmak lâzım bu olayı benim görüşüm yerinde bir incelemek veya bizim Sakarya, bizim G.Antep,
bizim Samsun, Gençlerbirliği Takımlarımız bu işi nasıl hangi metodlarla Türki-
yede marka olmuşlardır bakınız bir televizyon sohbetinde sayın Celal Doğan Gaziantep Belediye Reisi ve Kulüp başkanı idi o zaman ben kulübü ilk aldığım zaman kulübün üç milyon dolar borcu vardı ben ve yönetimimizin özverili çalışmaları bu işi iyi bilen insanlarla yani hocalarında fikirleri alınarak bu çalış malarımız neticesi bugün Gaziantep kökenli ellibeş altmış futbolcu Türkiye liglerinde oynamakta dır dedi şimdi soruyorum bu az bir işmidir birde işin parasal yönü var onlar burayı belkide düşünmediler.. Önümüzde bir Nihat Kahveci kardeşimizin örneği var ne yapmış Beşiktaş Kulübümüz Nihat Kahveciyi size veririm amma bundan böyle şartlı yapacağı bütün Transferlerin den yüzde yirmi demiş meselâ otuzda diyebilirdi şimdi düşününüz bir genci baktınız sizin aradığınız vasıflara uygun getirip onu çalıştıracak onu hiç tahmin dahi edemiyeceği bir mesleğin yani futbolun özünü öğretecek onu zamanla parayla gömüp parayla tartacaksınız lütfen böyle bir teklife imza atmam diyecek bir futbolcu veye ailesi veya babası bulunurmu ? ha o nedenle diyorum ki Türkiyede bu işi çok iyi bilen daha önceden tecrübesi olan ben buyıl izinde böyle bir düşüncemin olduğunu Benim kendi talebem yetiştirmiş olduğum Türkiye liglerinin ligin sonuncu Takımından gol kralı olan talebem Özer Umdu ile konuştum, yine benim yetiştirdiğim talebemSevgili Vahdettin yılmazla konuş tum , sayın Hilmi Kiremitçi eski Fenerbahçe futbolcusu ve şu an Erdek Belediye alt yapı gençlerini çalıştırdığını söyledi fakat saha sorunu mühim dedi meselâ Erdekte yapmaya kalkarsan bu iş olmaz dedi bir yerde onada hak verdim ..

Şimdi sayın Federasyon Başkanım ,sayın Fatih Terim Hocam bakınız size bir teklifim var, siz Adanalısınız Özer Umdu Adana sporun uzun seneler takım kaptanlığını yaptı Kendisi Bandırmada gerekirse telefonda verebilirim Özer ile Vahdettini babaları bana getirdiğinde her ikiside onaltı onyedisinde idi ikisinde de ben ışık gördüğüm için öz takımda imiş gibi devamlı antremanlara çıkarıp gelecek sezona hazırladım, Vahdettini de çok iyi bilmen gerekir çünkü oda o yıllar Bolu Spor, Diyarbakırda hatırlıyorsam birinci ligte Bandırma sporda ikinci ligte uzun seneler futbol oynadı bu gittiğimde bana bir anısını anlattı bir hava gücü maçı maçı biz iki sıfır kazanmışız ilk devre bir sıfır gölü Vahdettin atmış haftaym soyunma odasında ben yanına gidiyorum o seviniyor ben sarılıp kutlayacağım diye beklerken ben şöyle kulağını tutup hafiften çekiyor ve diyorum ki Vahdettin gol oldu amma bu benim sana öğrettiğim gol değil evet çünkü gol kapalı köşeden bir kaleci hatası golü idi ve ikinci devre ikinci golünü attığında bana koşup hocam affet demişti. Bana bu hatırasını anlattığında ikimizinde gözlerimizin sulandığını fark ettim. Sevgili Fatih Terim kardeşim bakın ben şu anda otuzsekiz doğumlu yani altmışyedi yaşımdayım ben sayın Doğan Koloğlu hocamın asistan yani yanında hoca olarak iki yıl çalıştım sene altmışbir altmış iki Sayın Doğan hoca o yıllar kendisi askerliği dolaisiyle Erdekte Yedeksubay öğretmen görevi ile bulunuyordu. Sonra kendim futboldan gelmeyim Sayın Tamer Güney hocamız benim elliyedi ellisekiz futbol sezonunda Susurluk Şekerspordan takım arkadaşım, ayrıca izmit şimdiki Kocaeli Spor eski ismi Baç spor olan bu takımda ellisekiz ellidokuz- ellidokuz altmış yıllarında futbol oynamışlığım ve Erdek gençlik kulübü Doğan Koloğlu hocamla futbola emek vermişliğim var..

Şimdi size soruyorum onbeş onaltı-onyedi onsekiz yaş gurubu bana şöyle deney için bir şans versin federasyon fazla değil sadece altı yedi hafta vede isterse hiç top oynamamış gençler olsun sekizinci hafta maç yaptırın bakalım o zaman kararı verirsiniz kendisine güveni olmayan insanın söyleyemiyeceği iddi
alardır bunlar benim geçmişimde kazandığım tecrübelerimi gene öz yurdumda gençlere kazandırmaktan başkada bir arzum yok benim..bakın size yazıma son vermeden birde misal vereyim. Hakan Şükür bu haftaki maçta iki tane önemli gol attı ve takımını iki puan kaybından kurtarıp üç puan kazandırdı şimdi bunu görmemezlik edebilirmiyiz? Öyle futbolcular vardır ki üç pozisyon yakalayıp iki
sini gol yapar, meselâ atmış olduğu ikinci gol okadar ustalık kokuyor ki çünkü neden deparı rakibini önüne atıp onu oyunan düşürüp yüzde hesap edilirse rakibe yüzde on şans kendisine yüzde doksan alıyor.Şimdi burada ben maçı gözlemlerken bunlara bakarım eğer o futbolcu bunları maç boyunca uyguluyor ise o futbolcunun bu işi çok güzel öğrendiğini gösterir bana bakınız bir maç seyrediyorum galiba Fenerbahçe alt yapıdan Semih Diye bir genç İngilizlerle mi
ne bir milli maç Genç milli takımımızın santraforu kasetlerde vardır gerekirse tekrar bulunup seyredilir.Sağ kanattan bir orta geldi bu kardeşim öyle güzel sıy-rılıp gelen topa rakibin önünden vurdu ve gol oldu ofbe dedim Tamer güneyin talebesi dediler kahvede gençler inanın ne kadar sevindim, yanlız maç sonuna kadar okadar çok pozisyon geldi ki fakat bizim genç hep rakibin arkasında kaldı
işte o zaman onun bu işi bilmediğini,bilse bu şekilde davranmıyacağını o ilk gol hareketinin tesadüf olduğunu fark ettim onun için diyorum bir maçı ben seyreder ken işin aslı işin özüne bakarım bir futbolcuya ben bu futbolcu olacak dersem onun onda neler noksan onlarıda söyler onu maça noksanlarını telafi ile hazırla rım. Burada bir anımı daha anlatmak isterim bazen tesadüfler çok zalimane olurlar sevinemezsiniz yine benim Talebem bir Şinasi soyadı aklımda değil bir kış günü izine diye Türkiyedeyim şehrin zamanın meşhur aşçısı Apdullah usta lokantası Erdekte akşam dostlarla yemeğe gittik tesadüf buya lokantada hep benim hocalığını yaptığım gençler oturmuşlar yemek yiyip biraz içki içiyorlar eskileri yâd ediyorlar ve bende dostlarımla içeriye girince sanki bir şaşkınlık panik havası hocam diyorlar olmaz böyle şey şu anda dilimizde sen vardın seni konuşuyorduk tesadüfün hiç böylesini onlarda bende görmemiştik ve birlikte oturduk Şinasi kardeşim çok güzel bir santrafor oyuncusu idi liseyi bitirdikten sonra hava ast subay okuluna gitmiş havacı astsubay olmuştu Eskişehirde kalıyor hatta ordu takımında görevli olduğunu söylemişti o akşam onunda anısı
vardı şöyle anlattı hocam hiç unutamadım bana Şinasi senin alt yapın ayak yapın
belden aşağısı güçlü amma belden yukarı sen biraz ağırlıkla çalış demiştim ona onu dinlemiş gerçekten tabir caiz ise derler ya hani zığın gibi yakışıklı bir astsubay olmuştu uzun yıllar aradan sonra çok mutlu bir gece sonunda ayrıldık vedalaştık çünkü Eskişehire görevine bende Almanyaya dönecektim ve duydum ki o sevgili kardeşim Eskişehir yolunda kaza yapmış genç yaşında hakkın rahmetine kavuşmuştu allahtan rahmet diliyorum, Şimdi sevgili okurlarım bakın
nereden nereye geldik ? aslında varya bu yazımında devam etmesini istiyorum,
çok zamandır sizlerle de olamadım zaten yazınında başlığı öyle değilmi BAZI ŞEYLER..

Bugün 18 / ekim /2005 Salı… bu hafta futbolda gene konuşulacak olaylar çoğunlukta nedenmi, diyeceksiniz ? çünkü Trabzon Spordan Şenol Güneş hoca Beşiktaştan Rıza Çalımbay hoca istifa etmek mecburiyetinde kaldılar maalesef
şu anda iki güzide kulübümüzde ligin yarısında çölde fırtınaya tutulmuş şaşkın
bedevi misali bir kurtuluş aramaktadırlar, ligin dokuzuncu haftasında henüz Avrupadan kopmuş ligte havlu atmış ve geleceğe yönelik ne gibi tedbirler alına-cak nasıl yapılması lâzım işin neresinden başlanıp neresinde biteceğini bilmeyen
ama iyi niyetli mi iyi niyetli bir Trabzonspor başkanı sayın Altuğ beye şuan gerçekten acıyorum. Beşiktaş başkanı ve yönetimi için ayni şeyi söyleyemem, çünkü onların sanki yönetime gelişlerinde Serdar Bilgili başkanın gidişinde bir
şaibe vardı gibi geliyor bana, yani daha henüz kokusu çıkmadı yakında onlarda
çıkarsa olay dahada netleşir diyorum, çünkü dün gece Rıza Çalımbay telefonla bağlandı Kazım Kanat ve Ahmet Çakar hocanın katılmış olduğu televizyon proğramına sitemlerde bulundu amma öyle rahat konuşamadı ve birşeyleri saklıyordu gibi geldi , her neyse zamana bırakıp biraz beklersek hepsi su yüzüne çıkacaktır..

1)Bakınız ben burada neden geldiler? neden geldileri bir yana kulüplerin neler kaybettiğini ve taraftarın yani gönül verenlerin neler kaybettiğine ve nedenlerine de değinmek istiyorum. Bakınız bu işte sadece iyi niyetli olmak kâfi gelmiyor işin esası işi bilmekte yatıyor. Ben efendim parayı veriyorum kulübün başkanı benim ben dedim oldu demeden evvel önce benim vereceğim karar bu kulübü bağlar onları sonra zora sokar,zarara sokar diyeceksin, bir sefer avrupada olsun dünyada olsun bu tip futbol veya bir başka teşekküller şirketler de olabilir artık bilimsel menejerler le çalışmak durumundadırlar çünkü Borsada halka açık hisseleri puan ve güç kaybedirler.Beşiktaşın bir önce seneki durumunu bir incele
leyiniz sayın Serdar Bilgili istifasını türübünden gelen protestoya değil şeref Trü
bününden gelen ağır galiz küfürler için vermiştir, bir Hayyâm misali dostun yani dost bildiklerinin gülü ilede yaralandığını anlamış o inceliği göstererek çok sevdiği kulübü Beşiktaşa artık geri dönmeme ve hizmet etmeme kararı almıştır.
Tabii çok değerli çok faal Beşiktaş aşığı bu genç kardeşimiz kulübüne küstürül-müştür Beşiktaşın tabii ki kaybı büyüktür.. Şimdi nemi olmuştur Rızanın gitmesi
Beşiktaşı kurtarırmı? Rızanın gelmesi yanlıştı demeyeceğim ben zamansızdı diyeyim rızayı yem kullandılar rıza için henüz erkendi biraz daha pişmesi gere kirdi diyeceğim, amma rıza başarabilirmiydi sorusuna gelince çok zordu belkide
diyebilirim çünkü bu arenada tutunmak o kadar zordur ki kimler kimler nasıl gelip nasıl gittiler? Bir sefer ŞÖHRET o kadar taşınması zor bir elbise ki onu bir
kez giyenler daha kurtuluşu yok bir kompleks hastalığına düşerler elbise sana uymaz sen elbiseye uyacaksın şöhreti taşımak elbiseyi taşımaktan daha zordur
O nedenle gerek Rıza hoca gerek Şenol güneş olsun olmamaları lâzım olan yer-lere kolay geldiler ve gitmeleride normaldir diyorum..
Bakınız ben basınımızıda suçluyorum bunlara goygoycu basın demem lâzım
sebebine gelince gazetelerde bir telaş yok efendim Şenol hoca geldi yedide yedi galibiyet efendim şöyle yok böyle onlara bir cevap olarak yazı yazmıştım bu takım Ziya hocanın takımı, Şenol Güneş bu hızlı giden dört lokomatifli trene yedek makinist olarak geldi hatta trenin iki lokomatifi Yattara, Gökdeniz ve Fatih Tekke dedim eğer biraz sabırlı olursanız seneye görüşürüz diye yazdım işte bu yıl hep dediklerim ortada.. diyeceksiniz ki sen bir Türk antrenöre karşımı
sın arkadaş katiyyen amma Türk antrenörlerinde kendilerini dünya standartları na göre yetişmesi yetiştirmesi gerek bilhassa yabancı dil İngilterede veya avru-panın diğer devletlerinde heryıl yapılan antrenör kurs ve seminerlerine gidip kendilerini geliştirmeleri gerekir diye düşünüyorum sadece ben Türkiyede kursu
bitirdim diplomam da var üçte orta kalitede anadolu takımında görev yaptım bu
başarılarımda var deyip böyle hisseleri borsada değer yapan bir takımın başına geçip veya geçirilip her şeyi bir anda yok etmen hani o Züccaciye dükkanına giren Fil gibi ben kırdım oldu bir kerre diyemezsiniz, bugün gerek Beşiktaş kulü bümüz,gerek Trabzonspor bu iki güzide kulübümüzün yapması lazım olan tek şey bir menejerle veya bu işi iyi bilen organize bir danışmanla çalışması lâzım
olduğuna inanıyorum. İşin nereden başlanıp nerede biteceğini bilen bir uzmanın
bu iki güzide kulübümüzü derleyip toparlayacağına inanıyorum.Tabii ki her zaman derim futbol boyacı küpü değildir sür fırçayı boyansın hiç değildir futbol bir kunst bir sanattır bir ekip oyunudur otuz kişiye varan geniş kadroları olup onbir kişiyle oynanan temaşa gören gözlere bilerek anlayarak seyredenlere büyük zevk veren kollektif oyundur günümüzde milyonları ardından sürükleyen
Bir popüller bir oyundur o nedenle yönetenlerin öyle boş bu işi bilmeden yapan-ların işi olmadığı anlaşılacaktır, Şimdi gelelim Rıza çalımbay ve Şenol Güneş hocaların takımlarından ayrılmaları meselesine sular gene durulmayacak ve yönetimlerde gitmek mecburiyetinde kalacaklardır, belki birkaç zamanı kazanıp
belki biraz daha kalabilirler amma nihayet benim bahsini ettiğim çizgiye geleceklerdir çünkü kulüp adına hisseleri olanların baskısına dayanmak kolay olmayacaktır.

Sevgili okurlarım bakınız benim burada inanın hiçbir yönetici antrenör
kardeşime karşı bir ard niyet peşinde değilim kimseyide burada suçlamıyorum ben Türk futbolu adına acaba nerede yanlış nasıl yapılırsa nasıl olur gibi bir bilinç ortaya nasıl koyabilirizin analizini yapıp gelecek nesle ne bırakabiliriz düşüncesi ile bu yazılarımı kaleme alıyorum, yoksa benim ne Şenol Güneş kardeşimle, ne Rıza Çalımbay kardeşimle, nede bir Mustafa Denizli kardeşimle hiç şahsi bir sorunum olamaz ne kendilerini tanırım nede onlar beni tanır sadece yaptıkları işi gazetelerden takip eder ve kendi ölçülerime göre yorum yaparım tabii ki beğendiğim yanlarını da söylerim.
Burada birde söylemek istediğim şu bilhassa Futbol federasyonu yukarıda
Bahsini ettiğim şu Brazilya usulü bir çalışma muhakkak var diyorum bu işin üzerine gidilip alt yapıya bir lig kurularak futbolu genç yaşta ülkeye sokmak ve bilen federasyon hocaları tarafından denetlenmek. Pilot bölgeler yaratılmak şartı ile bir Türk futbolu efsanesini yakalamak bu söylediklerim Futbol Federasyonu sayın Başkanı Levent Bıçakçı ve Sayın Fatih Terim içinde dikkatlerine sunulan önerimdir ben şahsım adına her zaman yanlarında olacağım inancımla başarıları nın devamını diliyorum. Değerli okurlarım birazda olsa başınızı ağırttığımı sanıyorum bağışlayınız lütfen uzun bir aradan sonra özlemin bir dışa yansıması dır bu diyorum sevgiler ve saygılarımı sunuyorum benim sevgili okurlarım. E.D

www.erdogandansuk.com

Bu ve buna benzer yazılarım devam edecektir………………………

PAPAĞAN BAR –ERDEK

Montag, 23. März 2009

PAPAGAN BAR ….

Belki birgün bir şarkı olur çıkabilirde karşımıza..

Hayatιm canιm benim sevdamιz yücelerde
Mehtabımdın yıldızım, Erdekte gecelerde
Beraberber söylerdik şarkımız hecelerde
Felek ayırdı şimdi sen nerdesin ben nerde?

Hayatιm canım benim bu gece dolunaysın
Sevdanla yaktın beni bιrakta öyle yansιn
Bir nakaratsιn orda dilimdeki duğamsιn
Felek attι gurbete sen nerdesin ben nerde?

Hayatım canιm benim bak sen çιktιn falιmda
Kιş kιyamet zamanι birde Şubat ayιnda
Erdekteydik son akşam O Papağan barιnda
Felek attι gurbete sen nerdesin? Ben nerde?

Erdogan Dansuk
13/ 2 / 04
Alm

www.erdogandansuk.com

DADALOĞLU - Nostaljik ŞİİRLER

Montag, 23. März 2009

DADALOĞLU
—————-
Evet bu hafta Nostalji köşmizde Dadaloğlu var..

ÖLEN ÖLÜR;
KALAN SAGLAR BIZIMDIR..

Kalktı göç eyledi Avşar illeri,
Ağır ağır giden iller bizimdir.
Arap atlar yakın eyler ırağı,
Yüce dağdan aşan yollar bizimdir..
——————————
Belimizde Kılıcımız kirmani,
Taşı deler mızrağımın temreni.
Hakkımızda Devlet etmiş fermanı,
Ferman padişahın Dağlar bizimdir..
——————————
Dadaloğlum yarın kavga kurulur,
Öter tüfek, davlunbazlar vurulur.
Nice koç yiğitler yere serilir,
Ölen ölür kalan sağlar bizimdir..

Derleyen = Erdoğan Dansuk.. 16-2- 2005-02-16 —————————————————————-

SEVERİM KIR ATI,
BIRDE GÜZELİ..
——————-
Şu yalan Dünyaya geldim geleli,
Severim kır atı birde güzeli.
Değip onbeşime kendim bileli,
Severim kır atı birde güzeli..
————————–
Atın beli kısa, boynu uzunu,
Kuru suratlısı elma gözünü.
Kızın iplik iplik süt beyazını,
Severim kır atı , birde güzeli..
—————————-

Atın höyük sağrı kalkan döşlüsü,
Kalem kulaklısı çekiç başlısı ;
Güzelin dal boylu, samur saçlısı,
Severim güzeli, birde kır atı…
—————————
At koşu tutmasın çıktığı zaman,
Yalı kaval gibi yıktığı zaman.
At dört, kız onbeşe yettiği zaman,
Severim kır atı birde güzeli…
—————————
Dadaloğlum hile yoktur işimde,
Yiğit olan yiğit görür düşünde.
At dördünde, güzel onbeş yaşında,
Severim kır atı, birde güzeli..

www.erdogandansuk.com
e.meıl= ınfo@erdogandansuk.com