Erdoğan Gitmiş

23. März 2009

Erdoğan Gitmiş

Döndüm gurbetelinden bir baktım şöyle,
Önce mâhallemden dedeler gitmiş,
Amca, dayı, abiler derken
Duydum, birhaylide akranlar gitmiş.

Otuz yıl olmuş gurbetelinde,
Azrail dolaşırmış satır belinde.
Dede, amca, kalmamış, abiler şöyle,
Bügünlerde pek fazla akranlar gitmiş.

Ne gördüm ? Ne bildim ? ne anladım ki ?
Yaş altmışı solladı firenk ilinde.
Ben yâda düzülüp ilk gittiğimde,
Mevsim bahardı, kış olmuş gitmiş.

Zamana dur demek kimin elinde,
Azrail rastlarsa satır belinde.
Eğer varsa ölmek gurbetelinde,
Duyarsınız dostlarım Erdoğan gitmiş…

Benim Dünyam

23. März 2009

Benim Dünyam

Zor bir gecenin sabahındayım,
Yine sadık dostum kalem elimde.
Neler söylecek, neler yazacak,
Şuanda yok birşey belleğimde.
Halbuki uyuyamadım, söyledikce söyledim,
Neler Yoktu dilimde.
Cocukluğumu yaşadım
Beş kuruşa dondurma
Yedi kuruşa yumurta
Ücliraya tavuk alındığı günlerde
Tertemizdi Dünya
Gökyüzü mavi, denizler berraktı.
Onuncu Yıl marşı,
Söylenirdi dillerimizde.
Burcu burcu kokan toprak,
Tertemiz insanlar vardı.
Lale bayırı derdik hani
Laleler
Kekik kokan tepeler
Şırıl şırıl akan sular,
Cıvıldaşan kuşlar vardı.
Mahallede birkaç evde elektrik,
Az kişide vardı Radyo.
Zamane cocukları derdi,
Kızardı büyüklerimiz.
Sabun bulamazdı,
Küllü suyla çamaşır yıkardı annelerimiz.
Tertemizdi Dünya,
Gökyüzü mavi berraktı deniz.
Şimdi öylemi ?
Her evde televizyon,
Çamaşır makinası,
Radio, Video, Araba,
Yaşam düzeyi yükseldi
Ama, kirlendi dünyamız.
Balıklar yenmez oldu
Berrak dediğimiz denizler,
Yüzemez oldu insanlar.
Bir cernobil patladı ?
Hava kirlendi toprak kirlendi,
Kirlendi denizler.
Yüzemez, gezemez,
Tertemiz bir nefes, alamaz oldu insan.
Bumuydu Dünya ? BENIM DÜNYAM
Zamane cocukları,
Milyar yıl yaşamış dünyayı,
Kırk yılda mâhf etmek.
Olmalı dünya yine tertemiz
Gökyüzü mavi, berrak bir deniz.
Atomdan, Aidsten, Kanserden arınmiş
bir Dünya isteriz….

Zeytin

23. März 2009

Zeytin

Ah bir okutsaydılar
Ortayı liseyi hani
Birde edebiyat bölümünü
Üniversteyi.
Bir başka bendim bugün.
Simdiki Kazmaya
Sap takacaklardı
Yani ben Şiir diye
Karalama yazan Şair.
Belki okuyup beğenende çıkar
Olsun, begenmeğende.
Ben dertlerimle başbaşa
Karalayarak bazen bazen
Bir kazmaya sap olmak
Yakalamak mutluluğu
Alında yeşilinde rengin
Altmisüçümde zeytin dikmek
Sonra çapalamak dibini
Aşılamak altmışbeşimde zeytini
Yemeklik sofra edremit yani.
Ben görmesemde mahsulünü
Çocuklarım da bakmasa hani
Olsun ne çıkar
Kuşlar yuva yapar dalında
Sığırcıklar beslenir
Kışkıyamet o aralık ayında