BAZI ŞEYLER.. ( 2 )
Futbola Dair
Bazı şeyler diye başladığım bu yazılarım daha evvel yazdığım ondan bundan’a benzer cinsten yazılardır, bazı gün futbol bazı gün fıkra,siyaset, şiir falanda olur yani. Bugün size biraz sevgili Daumdan, biraz Fenerbahçenin Sch-alkeden nasıl kurtulduğunu yazalım dedim,sabah erkenden internette biraz gezip
futbol yazarlarını okudum, bende haddim olmayarak bir yorum yapmayı nasıl yorum yapayım diye düşünürken şaşmadım dersem yalan hele bir kardeşimiz Vatan Gazetesinde yazmış ( Hakan Yaşar ) öylebir maçtı ki üç perdelik bir oyun.
Selim Soydan, Üründül, C.Bartu, her birisi kendi ölçülerine göre yorumlar yapmışlar bazılarına hiç katılmıyorum sebebine gelince sanki Türkiyede Futbol çok yüksek seviyede oynanıyorda bunlar oynamamış gibi yazmışlar aslında ben hep yazıyorum, daha evvelde yazdım hatta yüksek atlamayı misal verip Türkiye
de çıta birseksen dedim Avrupada bizde varız dememiz için çıtayı iki metrenin üzerine çıkaracağız dedim dünde gene ayni şey oldu…
Sevgili Daum Hocamız maçtan birgün evvel öyle konuşmalar yaptı ki kendisini bende aşkışlamak istedim sanki bizden biiriydi ve basın toplantısında bir Türk gibi tavır koyması benide duygulandırdı. Yanlız şu varki Daum kardeşimiz Tür-kiyede ona nasıl kucak açıldığını unutmaması bir vefa borcu olaraktı dünkü konuşması çünkü öz Vatanı Almanya onu dışlamış hatta bir yerde aforoz etmişti,
kadere bakın ki O tekrar Türkiyede yeşerip hayat bulmuştu, bugün Almanya kendisini Nasyonel takımın başına getirmeyi düşünüyordu. Fenerbahçede Daum
da Fenerbahçede olmaktan mutluydu ama birde şu şampiyonlar ligi olmasaydı..
Çünkü Daum Türkiyedeki futbolun çıtasından memnundu aldığı aylığı çok güzel
üstelik birde her yıl şampiyon olma şansı vardı. Ah!.. bu şampiyonlar ligi taraf-tar avrupada da birşeyler yapmayı istiyor sayın başkan Aziz Yıldırım bey Fener-bahçeyi bir Avrupa kulübü olarak görmek istiyor Daumu zorluyordu para ise para futbolcu ise futbolcu Daum gık demeden hepsi önüne seriliyor ammmmma maalesef beklenen olmuyordu, sebepmi? Fenerbahçe Daumu aşmıştı büyümüştü
artık Daumun Fenerbahçeye verebileceği pek birşeyi yoktu, maç oynanırken bir
müdahale yapılır, misal vereyim meselâ dünkü maç daha başlar başlamaz ben yanımda oturan arkadaşa dedim ki bak sol kanattan oynuyorlar oyun orada kuruluyor hücumları da oradan oluyor buna bir çare düşünmesi lâzım dedim netekim devamlıda öyle oynandı aslında hemen bir çare olarak oraya bir adam geri çekilir sağ kanatta yani kademe uygulaması yapılırdı ve kendi hücümlarını-da kendi sol kanadından yapması gerekir diye bir kaide vardır Daum maalesef bunlardanda habersiz kulübe bekliyordu. İnanın ki dünkü maçı almasını en fazla isteyenlerden biri idim çünkü benim gözümdede Daum bir türk dostu bizden olmuş biri idi belki bende hissi davranmıştım ama demek ki benide etkilemişti sevgili Daum amma bazı gerçekleri hislerle yenebilmek zor işti ve mantık galip geldi dünkü maçın beraberliği bile Fenerbahçe için şanstı..
Türk spor lokalinde birlikte maçı seyrediyoruz Bursalı bir arkadaşım Halil Açıl ile beraberiz oda hoş sohbet yıllardır dostumdur Fenerbahçe ikinci devreye çıkarken birde şiddetli yağmur başladı ve maç başladığında fener sanki sahada yok sırf schalke oynuyor, Halil bir oh dedi! Ardından birde eyvah !! deyince aha
dedim Halil birşey diyecek hele… ve Halil patladı Fenerbahçe dedi benim Kara eşeğe benziyor neden dedim ? benim gençliğimde dedi bir Eşeğimiz vardı üzüm karası güzelmi güzel,fakat bir huyu vardı kulağına su değmesin yağmur damlası değsin bir adım atmaz olduğu yere otururdu dedi, sen gelde gülme ee! peki şim- di dedim? Fenerbahçe; bekleyeceğiz yağmur dinecek dedi. Netekim maçın son yirmi dakikası yağmur dindide, hele bir keresinde dedi köyün dört delikanlısı
oduna gittik yolda yağmur başladı Eşekler yüklü öbürleri gidiyor benimki çöktü dört kişi tuttuk eşeği kaldırdık hepimiz genç ve güçlüyüz hatta Eşşeğin ayakları-nı bile yerden kestik ama Eşek ayakta durmadı dedi ee, peki dedim vallaha bilmem dedi yağmur dinecek dedi bilmiyorum haklımı idi yağmur dinmesse Fener belkide maçı kurtaramıyacakmıydı? İşte böyle bir söyleşiyide sizlerle paylaştım,bereket yağmur dindide maçı üç üç yaptık..Amma inanın okadar gül düm ki bu bizim Halil Kardeşimin benzetmesine sanki hazır giyim esvap gibi oturmuştu. Dedik ya yazımızın başında bazı şeyler diye tıpkı ondan bundan dediğimiz gibi ..
Bakınız sevgili okurlarım bazı şeylerde hep diyoruz ya dünya çağ atladı diye herşey öyle eğer kendini yenileyemiyorsan bilki bu pastadan nasip almak şansın kalmıyor bu herşeyde böyle Ticarette,sanatta, tıpta, fizikte,edebiyatta hatta Futbolda bile konumuz Futbol ya ondaki aşamaların neler olduğunu çok iyi
Gözlemleyemiyen Antrenör olsun futbolcu olsun yönetici olsun bulunduğu camiaya hiç istemese dahi farkında olmadan zararlar veriyor, Parayı ben veriyo-rum bu kararı ben veririm gibi meselâ, bilinçsiz yönetim, bilinçsiz başkanlar vesaire kulüplerimizin bu işi iyi bilen kendini kanıtlamış menejerlerle çalışmala-rını tavsiye ederiz sebebine gelince büyük kulüplerimiz ve taraftarlar çoğu gönül verdiği kulüplerinin borsada hisse senetlerine yatan paraları olduğunu unutma-maları lazım olduğuna inanıyorum, meselâ mı ? geçtiğimiz yıl ki Beşiktaşın yıkımı halen o enkazın altından kalkmış değil Beşiktaş…
Şimdi burada anlatmak istediğim asıl nedene geldiğimizde gerçekleri iyi değerlendirmemiz lâzım Türkiyede daha evvelki yazılarımda da yazdım futbol
Bizde çıtayı yükseltecek bu sadece futbolcu antrenör yönünden değil sehirci ve futbol yazarları yönündende geçerli memleketin kalbur üstü futbol yazarları olmayan bir futbolu varmış gibi kime yazarak okuturlar o işi bilmeyen taraftara tabii o nedenle önce taraftar futbolu öğrenecek sonra yönetici dur kardeşim diyecek olmayan şeyi sanki varmış gibi ne yazıyorsunuz ki diyecek.. ki insanlar ha bu iş böyle imiş desin. Parentez içinde dikkat ediniz!! ( 1-Günümüzde Futbol topa rakipten evvel sahip olmak demek, yani topu ayağa beklemiyecek topa koşup rakipten evvel sahip olacaksın. Bunun adı tabir caiz ise bir başka deyimle Prestir.. 2- top sana gelmeden senden sonra atacağın yeri ve kişiyi bilmendir, yani topa koşarken topa sahip olmadan kafanı sağa sola bakıp tek pasla yani topu tutmadan arkadaşın atmaktır. Bu iş bir melekedir yani futbola başlarken ilk öğrenilecek veya ilk öğretilecek derstir..) şimdi Fenerbahçeyi, Beşiktaşı, Galatasarayı, Milli Takımı ele alalım hangisi benim bu dediklerimi yüzde on uyguluyor? Türk futbolunda bu işi bence bilen iki kişininin dışında pek bilen görmedim “Sergen Yalçın ve Hakan Şükür” bunların dışında yokmu? Belkide amma ben sadece bu isimleri beğendiğimi söyleyebilirim.